Cumartesi, Temmuz 10

Uzun bir aradan sonra...buradayım

Bloga yazmayı hatırlamak bir kenara, resmen bir blogum olduğunu unutmuş durumdaydım ki bugün kendime biraz daha vakit ayırmanın vakti geldi diye düşündüm ve geçtim yine bilgisayarın başına.

Bu aralar ev altüst olmuş durumda. Gerçi normal hali de şu ankinden çok farklı değildi ama yine de eşyaları bir taraflara tıkıp, bir şekilde idare etmekteydik. Oysa şu an, hem arka odadaki altı bazalı çek-yat, hem de orta odadaki dolaba güle güle demeye karar verdiğimizden, içlerideki herşey de yerlere saçılmış durumda. Hesapta benim dergilerimin tamamını kaldıracak olan İkeadan aldığımız kitaplığı daha kuramadık bile. Yılbaşı ağacımız hala salonda, temmuz ortasında bize her gün yeniyıl ambiansı yaşatıyor. Eski evden gelen kitap-dergi ve bilimum ıvır zıvırın bulunduğu koliler ise baş köşede takılıyorlar. Bu hafta teslim edilen, ama hala alacak birini bulamadığımız için eskisini kıpırdatamadığımızdan dolayı yerine yerleşemeyen yeni kanape ise - sıkı durun- antremizi taçlandırıyor. Sokak kapısından içeri girince, kendisinin yanından duvara sürünmek ya da üzerinden atlamak suretiyle salona ve yatak odasına ulaşıyoruz. 2 sene boyunca bekleyip bekleyip, bütün işleri aynı anda yapmaya giriştiğimiz için, banyo ayrı bir alem. Banyo duvarlarının yarısı, fayansın üzerine duvar kağıdı tutar mı tutmaz mı denemesi yapılmak üzere yeniden derzlenmiş vaziyette. Saydıkça başım döndü, evden koşarak kaçmadan, en iyisi ben bu muhabbete bir son vereyim :)

kolilerden bir demet...

Bu buhranlı günlerde beni rahatlatan tek site : apartmenttherapy.com Adının hakkını veriyor gerçekten :) Bir gün bizim daire de bu sitedeki ev turlarından fırlamış bir hale gelir mi acaba??


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder